Günün Sözü DamlaPenia.
Her şey neye layıksa ona dönüşür. -Mevlana
Etiket Listesi

Seçenekler
Seçenekler
Stil
Avatar Seçilmemiş
Üyelik tarihi
04 Şubat 2016
Mesajlar
6.322
Seslenildi
261 Mesaj
Etiketlendi
48 Konu

Standart Cumhuriyeti Anlamak ve Yaşamak

28 Ekim 2016
1

CUMHURİYETİ ANLAMAK VE YAŞAMAK

Cumhuriyet fazilettir.” Diyen o büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK boşuna mı söyledi sanıyorsunuz bu sözlerini. Kütüphanesinde on bin kitap olan bir devlet adamı var mı, araştırdınız mı? Yaşadığı dönemi sentezleyerek bu günleri ve yarınları gören bu yüce Türk kendi ulusuna uygun gördüğü Cumhuriyeti bir tesadüf olarak mı seçtiğini düşünüyorsunuz. Atatürk’ü anlamak onun eserlerini okumakla sağlanabilir tıpkı Atatürk’ün kendisi gibi. İşte o nedenledir ki Atatürk’ü anlamayan Cumhuriyeti anlayamaz. Cumhuriyetin değerini bilmeyenlerde ATATÜRK’Ü anlayamaz.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN en büyük devrimi cumhuriyet Türk ulusuna kolay kazandırılmamıştır. Yüzyıllarca Osmanlının sultasında insanlar bilim ve çağdaşlıktan, teknolojiden, uygarlıktan uzak kalmıştır. Bütün bu olaylar sonucunda Avrupa’da da tanrının yeryüzündeki temsilcileri olduğunu söyleyen din adamları halkı kandırarak, engizisyon la korkutarak kralların, kontların, düklerin sömürüsüne zemin hazırlamıştır. İnsanlar arasında sınıflar yaratılmış çalışmadan, yorulmadan yaşama yolunu seçen krallar, kontlar, dükler, papazlar insanlara ve halklara büyük eziyetler etmişlerdir. Türkiye’de çalışmadan yorulmadan yaşama yolunu bulan tarikatlar ve cemaatler orta çağ Avrupa yaşamını bu gün dayatmaya çalışıyor.
Avrupa’da bilim adamlarının aklı ve bilimi ön plana çıkardıkları dönemlerde, Fransız ihtilalıyla başlayan süreç Reform ve Rönesans’la hızlı bir gelişme göstermiştir. Bilgi topluma mal edilmiş halklar gerçekleri görmüş, aldatıldığının ve sömürüldüğünü fark etmiştir. Bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyen Avrupa halkları bilim adamları sayesinde gücün kendisinde olduğunu fark ederek Cumhuriyet kavramını geliştiren düşünürlerin önderliğinde kendi kendini yönetme beceri yeteneğini geliştirmiştir. İnsanın ön planda olduğu, bilimin yaygınlaştığı, bilginin halkın tamamına ulaştırıldığı bu dönemlerde insanlık adına da büyük atılımlar, icatlar geliştirmiştir. Bu gelişmeler insanlığın hizmetine sunuldukça da birbirini tetikleyen süreç başlatılmıştır.


Avrupa’da bütün bu yenilikler yaşanırken Osmanlı yönetiminde Türkler Padişahın ve Şeyhülislamların engellemeleriyle bilimsel ve teknik gelişmelerden uzak kalmıştır. Matbaa üç yüz yıl Türk ulusu tarafından kullanılamamıştır. Şeyhülislamların hattatlara yazdırdıkları el yazması kitaplar nedeniyle seçkin bir sınıf oluşturdukları bu yaşam tarzının ortadan kalkmasını sağlayacak olan matbaanın kullanılmasını din adına “Sümma hâşâ gâvur icadıdır memlekete sokmayınız.” Diyerek engellemişlerdir. Halkının padişahın kulu olduğu, bu süreç Türk ulusunun Mustafa Kemal’in önderliğinde verdiği Ulusal Kurtuluş mücadelesiyle halkın kendi kendisini yönettiği yurttaş olmanın onurunu yaşadığı cumhuriyet yönetimiyle son bulmuştur.

İşte şimdi cumhuriyeti kazanma ve yaşam sürecinin önü emperyalizmin iş birlikçileri olan gericiler, bölücüler ve ırkçılar tarafından kesilmeye çalışılmaktadır. Tam bıçak sırtında cumhuriyet; ya öteye düşecek alabildiğine karanlıklar içinde Türk ulusu yok oluşa doğru sürüklenecek, ya da senin direncinle aydınlığa, uygarlığa, çağdaşlığa akacaksın. Cumhuriyet yurdumuzda on beş yıl yaşama olanağı bulmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün ardından yaşanan durağanlık bin dokuz yüz kırk dört- kırk altı arasında gerilemeye, bin dokuz yüz elli de de cumhuriyete karşıtı bir hareket ivme kazanarak günümüze kadar gelmiştir. Artık yurdumuzun bağımsızlığı tartışılır durumdadır. Ortadoğu halklarının yüz yıllardır debelendiği yaşam biçimi Türk ulusuna dayatılmaktadır. Amerikan emperyalizmi biliyor ki; bir milleti kolay yönetmenin yolu onu biat kültürüne tabi kılmak, metafizik ve dogma düşünceye esir etmektir. Cumhuriyetin aydınlığı, yurttaş olmanın sorumluluğu, bilim ve çağdaşlık emperyalizmin en çok korktuğu kavramlardır. Bunlar karşısında aciz düşmektedir yenilgiye uğramaktan kurtulamamaktadır. O nedenle Mustafa Kemal Atatürk’ün Laik Cumhuriyeti ve yurttaşlara kazandırdığı ulus bilinci yok edildiğinde başarılı olacaklardır. Saldırı cumhuriyet değerlerine ulusal birliğe, yurttaşlık kavramına yapılmaktadır. Bu gerçekleştiği taktirde özgür yurttaşın yerine meleler, kanaat önderi denilen çağ dışı gerici ve yobazlar, kendisini bir şey sanan akil adamlar alacaktır. Cumhuriyetle kulluktan, müritlikten, seyitlikten, marabalıktan siyaset ve aşiret ağalarının baskısından, sömürüsünden, aşağılanmasından kurtulan halk bu duruma fırsat vermeyecektir. Özgürlüğüne ve kazanımlarına sahip çıkacaktır. O biliyor ki bir daha

Mustafa Kemaller gelmeyecek. Her biri bir Mustafa Kemal olan gençlik birlik beraberlik duygusuyla yurttaş olmanın bilinci ve sorumluluğuyla hareket ederek cumhuriyete sahip çıkacaktır. Yurttaş olmanın şerefini, cumhuriyete borçlu olduğunu anlayacak ve onu hayatı pahasına Ömer Halisdemir gibi koruyacaktır.



28.10.2016
Salim DOĞAN

Konu Yusuf tarafından (28 Ekim 2016 Saat 21:45 ) değiştirilmiştir.
Avatar Seçilmemiş
Üyelik tarihi
04 Şubat 2016
Mesajlar
6.322
Seslenildi
261 Mesaj
Etiketlendi
48 Konu
Standart Cevap: CUumuriyeti Anlamak ve Yaşamak
28 Ekim 2016
2
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük ve güçlü bir devlettir. Tüm güçlüklerle savaşan, ülkeler kuran bir geleneğin sürdürücüsüdür. Bu köklü ve güçlü devlet; üç-beş kendini bilmeze, alçağa boyun eğecek değildir. Ana yapısı, binlerce yıllık devletçilik anlayışının üzerinde yükselen Cumhuriyet'i atalarımız, analarımız böyle kurdu. Bu ülke sonsuza dek var olacak! Ant içtik!






Konuyu 1 kişi okuyor. (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 
Seçenekler
Stil

Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
Son Mesaj