ne içerden, ne dışarıdan silinmez
buğu, ki, beynimde

kesildi hızı, yavaşladı hayat
söz bitti; yol gibi, deniz gibi
geldi bağbozumu mevsimi
say dur aynı abaküs gece
eksilmez içimde

hangi çeşmeye dayasam ağzımı
sus / susuz (um)…
döner gelir güneş / dünya durmaz
esirger gözlerini
yüzüme ışığı değmez

güneyde mavimi çalıyor, gizlice sızan biri
bana kalan, kuzeydeki kara iklimi

oku oku, aynı sancılı satırları var mektubun
çığırtısı bitmez; yaşamadan eskiyen dünlerin
bu gidişle böyle
hevesi kursağında kalacak bugünlerin…
bilirim, hakkı üçtür cemrenin

şubattır kıyımdaki dalganın çakal sesleri / korkutur
pusmuş sardunyamın tomurcuğu
yoktur eski vakur duruşu

ormanın şakımayan kuşları
duruyor dallarda tazelenmeyen sesleri
sessiz harflerle sürmüyor senfoni

geceye sürmelenmiş sıkı sıkı
açmayacak gözlerini gökkuşağı
ilandaki kayıp gibi
kerbelâ /uzak dönme ihtimâli
bir tek kalem bilir ahvâli
bilmez insan, insanın hâlini
herkes ayrı bir kara kutu